26 Haziran 2012 Salı

SEDDÜLBAHİR TARİHÇESİ
























  • Filikalar şimdi hemen hemen birbirlerine yanaşmış olarak kıyıya kadar uzanıyordu ve içleri parçalanmış cesetlerle doluydu. Sonuncu filika ile kıyı arasında cesetlerden bir iskele vardı. Ölülere basmadan kıyıya çıkmak mümkün değildi ve Ertuğrul Koyunun suları kandan kıpkırmızı kesilmişti.
                                                                                            ( Teğmen R.B. Gillett )





















 
... Çatışmaya girdik. Hepsini öldürdük. Bir kısmını süngüledik, bir kısmını vurduk, diğerleri kaçtılar.Az sonra 8. Taburdan biri "Hey şu lanet fundalığa bakın.Yürüyor". dedi Bakınca Noel ağacı gibi süslenmiş bir keskin nişancı gördük....gerçekten bir çalıyı andırıyordu. Ama onunla işimiz bitince öyle çalılığa benzer bir  yeri kalmadı. Bizim taburdan Onbaşı Robbie Robinson yanıbaşımdaydı.
...ama birden başı omzuma düştü, bir keskin nişancı şahdamarını bulmuştu.
Robbie' nin kanı ceketime fışkırdığı için sanırım bu benim ateşle ilk vaftiz edilmem oldu.

 
                                                                                        ( Er Frank Brent )




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder